2006’nın ikinci Devin Townsend ürünü, bir Strapping Young Lad projesi olan The New Black oldu. O sıralar kesinleşmemiş olsa da, 2007 yılında yapılan açıklamaya göre, bu albüm Strapping Young Lad adına dinleyeceğimiz de son ürün olacaktı. Bu üzücü haber, The New Black’in Strapping Young Lad adının hakkını sonuna kadar veren yapısıyla daha da üzücü bir hal aldı. Albüm, her şeyiyle dört dörtlük bir başyapıt olmuştu. – Bir Devin Townsend ürününe göre – fazla atraksiyona girilmemiş; müzisyenlerin kanlarında bulunan tüm enerji, tüm öfke ve tüm yetenek, Devin diskografisindeki en teknik müzisyenlikle, dijital ortama aktarılmıştı! 2000 yıllarda çıkan ve bu albümün yarısı kadar öfke/nefret/sertlik taşıyan bir başka albüm hatırlamıyorum. City’den bu yana bu kadar sert bir şey dinlediğimi de sanmıyorum. Eğer ekstrem müzikten hoşlanmıyorsanız, köşe bucak kaçın; eğer kendinizi bir ‘müziksever’ olarak adlandırıyor ve hala Strapping Young Lad dinlemiyorsanız, halinize yanın!
Albümü açan “Decimator,” bana göre albümün en keyifli çalışmasıydı. Mükemmel bir gitar riffi, müthiş davullar, çok yüksek bir tempo, nefis melodisiyle kısa bir gitar lead ve süper vokaller. İsveç-death metali tadını fazlasıyla aldığımız bu şarkıdan sonra sırada albümün en ‘geyik’ şarkısı “You Suck” yer alıyordu. “Bize ne kadar siktiriboktan olduklarından bahsedin; sen de grubun da siktiriboktansınız; senin gibi bir sikilmiş, sikimde bile değil; buraya gel ve bize bizim ne kadar siktiriboktan olduğumuz söyle!” Grind-ritminde davullar ve Devin Townsend’ın muhteşem vokalleri, şarkıya tavan yaptırıyorlardı. Üçüncü sıradaki “Antiproduct,” başta tempoyu düşürür gibi yapsa da, klasik bir Devin Townsend şarkısı halini alıp doom riffler üzerine tam gaz çift kroslara büründüğünde ve bilhassa da dakikalar 01:54’ü gösterdikten sonra, tam anlamıyla manyak bir şarkı halini alıyordu. Caz ritmler, hatta nefesliler; üzerine bir de yan flüt ve altta death-grind bir melodi!!! Albümün en iyilerinden biri! “Monument” ne yazık ki bu inanılmaz şarkıya iyi bir selef değildi; sanki çok sert bir Ocean Machine şarkısı dinliyorduk ve 02:57 sonrasındaki gitarlar cidden harikaydı ama bu zaten Strapping Young Lad için bir standart haline gelmişti bile… ‘Standart’ demişken, bir de ‘klasik’ ile devam edelim: “Wrong Side,” herkesin Strapping Young Lad’den beklediği hızda, brutalitede ve dinamiklikte, harika bir şarkıydı. Üstelik bu kez alta yerleştirilmiş müthiş gitar soloları da vardı ve bu soloların üzerinde hem clean hem scream hem de brutal takılan Devin Townsend, yine efsanevi bir performansa imza atıyordu! Hele o “get up, get out”lar yok mu? Adamı yiyorlar resmen!!.. Ardından gelen “Hope” ile bir kez daha tempomuzu düşürüyorduk. Bir kez daha doom riffler, bir kez daha çılgın çift kroslar, ve bir kez daha 03:00 dolaylarında coşan bir beste. Kesinlikle başarılı. “Far Beyond Metal,” daha önce No Sleep till Bedtime albümünde canlı olarak kaydedilmişti ancak o yıldan bugüne bir stüdyo kaydından yer almamıştı. Yerini aldığı albüm The New Black oldu. Canlı performansına göre fazla bir şey değişmemiş olsa da, “Far Beyond Metal” dinlemekten yine çok zevk aldığım bir şarkı oluyordu. Devin’ın clean vokalleri tek kelimeyle: olağanüstü! Basitçe “Fuck you! Dance you fuckers!” diye başlayan “Fucker,” basit rifflerine rağmen sıra dışı melodikliği ve enerjisi ile albümün en kolay anlaşılır ve en kolay beğenilir bestesi olarak göze çarpıyordu. Bunu hak etmediği de söylenemez açıkçası! “Almost Again,” Devin’den clean-scream geçişli vokal, Gene Hoglan’dan da davul dersleri içeren eğitici bir şarkı gibiydi. Hoglan, o bilinen stilinin dışında inanılmaz ‘catchy’ davul ataklarına imza atmakla kalmıyor, bence tüm şarkıyı sırtında taşıyordu. Kesinlikle ders niteliğinde bir şarkı. “Polyphony,” albümün kapatacak “The New Black” için bir intro niteliğinde olsa da kendisini dinlettiren kısa bir şarkıydı. “The New Black” ise albümü kapatan şarkı olarak, albümün genelinde farklı bir yapıdaydı. Bir kez daha sanki sert bir Ocean Machine şarkısı dinliyorduk. 03:24’e kadar tekdüze ilerliyor, aynı saniyeden itibaren çıldırıyorduk. Albümde hiç olmadığı kadar dominant keyboard, şarkıyı black metal havasına taşıyordu ama bundan sıyrılmamız bir defa daha Devin’ın clean şaheseri sayesinde oluyordu. Müzisyenliğin en üst seviye olduğu albüm, bir virtüözite gösterisi ile son buluyordu. Hoglan bir kez daha ders verir nitelikte vuruyordu zillerine! Albüm de bu şekilde şık bir fade-out ile kapanıyordu…
Strapping Young Lad – aralarında bulunduğum – bir çok müziksevere göre, dinlemekten gurur duyulacak, ayrıcalıklı bir diskografiye sahip, ayrıcalıklı bir gruptu. Var olan beş stüdyo, bir de canlı albümü ile kendine has bir janr yaratmış; ekstrem müziğin her türünü (death, grind, thrash, heavy, black) şarkılara serpiştirebilmiş, bununla yetinmeyip endüstriyel ögelerin de bu müzikte yerli yerinde kullanıldığı takdirde ne denli etkili olabileceğini ispat etmişti. Çok az grupla, çok az müzisyenle kıyaslanabilecek olağanüstü yetenekli kadrosu ve tam anlamıyla hastalıklı bir zekanın ürünü olan besteleri ile tüm müzikseverleri sınırlarını zorlamaya davet ediyor; bana göre de, bunu başarıyordu!
Son derece şık bir gruba, son derece şık bir veda.
*** 2008 yılında Strapping Young Lad adı altında, The New Black’e girememiş aynı isimli şarkıdan, iki canlı kayıttan (“In the Rainy Season,” “Underneath the Waves”) ve bir de The Melvins coverı “Zodiac”tan oluşan C:Enter:### isimli ep yayımlandı. Albümle aynı ismi taşıyan şarkı tam bir Strapping Young Lad şarkısı ve kendisinden beklenilen her şeyi yerine getiriyor; ancak ep’nin kendisi, Strapping Young Lad adı altında yayımlanan son ürün olması dışında pek bir önem teşkil etmiyor.