Devin Townsend için – bile – tuhaf geçen 2004 yılı, yerini yepyeni bir Strapping Young Lad projesine, büyük ihtimalle City‘den beri yapılmış en sert Devin Townsend ürünü olan Alien‘a bırakır. Bilhassa Devin’ın sert müziğinden hoşlanan fanları için bolca hüsranla ve biraz da kendisinden uzaklaşma ile sonuçlanan yıllar, Alien ile geride kalacaktır. Zira, Alien, bir Strapping Young Lad albümünde olması gereken her şeyi, nasıl mümkün olduğu hala anlaşılamasa da, önceki albümlerden bile daha sert bir sound ile sunmayı başarmaktadır. Şu anda nerede okuduğumu hatırlamadığım bir yorumda, bu albüm için “ve bunu dinledikten sonra, artık hiçbirimiz bakire değiliz” diyordu. Kulaklarım için, bu önermeye sonuna kadar destek verdiğimi belirtmek isterim. Devin Townsend ve Strapping Young Lad tayfası, bolca black metal etkili – özellikle keyboardların girdiği yerlerde bu etki iyice belirli oluyor – sağlam ve melodik bir death metal albümünü, yine bolca kullanılan endüstriyel sample’lar ile harmanlamayı başarmış, bir kez daha müzik piyasasını derinden sarsacak şaheser bir ürün meydana getirmişlerdi.
Albüm, bir intro yerine, intro-vari bir şarkı olan “Imperial” ile açılır. Şarkıda ilk göze batan şey, keyboardların müziğe kattığı black metal havasıdır. Son derece sert doom riffler üzerine brutal vokali ile katılan Devin, belki de albümü müjdeleyen şu sözleri duyurur: “Geri döndük!” Hemen ardından gelen “Skeksis”, melodik olmaktan çok uzak bir gitar riffi ile inanılmaz gaz bir biçimde açılır. Şarkıdaki ilk vokal dizesini ikinci dakikadan sonra duyarız ve şarkı aynı anda, Devin diskograsifisinde duyulan en ‘catchy’ bestelerden biri haline gelir: “Kontrol ediyorum, tuhaf bir ruhu; ve dizelerim otomatik, otomatik olarak geliyor”. Şarkının nakaratında duyulan ‘ksilofon’un daha önce herhangi bir metal şarkısından kullanılıp kullanılmadığından emin değilim ama bu kadar sert bir bestede kendisine yer verebilecek tek beynin, Devin’ın beyni olduğundan adım kadar eminim! Bir sonraki şarkı “Shitstorm”, albümdeki en brutal ve kesinlikle en black metal etkili beste. Bir insanın bu kadar sinirlenmiş olması ve bu öfkesini bir sanat eseri formunda sunabilmesi, bana hala akıl almaz geliyor açıkçası! Ve hemen ardından gelen “Love?…” Albümden çıkan ilk single ve bugün nu-metal diye adlandırılan türde duymaya çok alışık olduğumuz türden bir gitar riffi ile açılıyor. Albüme dair ilk bu şarkıyı duyanlar eminim ki Devin Townsend’ı da ‘satmak’ ile suçlamışlardır ama korkulacak hiçbir şey olmadığı, daha şarkının kırkıncı saniyesinde ortaya çıkıyor; zira, şarkı bir anda death-doom bir riffe geçiyor ve dakikalar 01:20’yi gösterdiğinde de, hiçbir nu-metal grubunun yapmaya cesaret dahi edemeyeceği türde vokaller ile dinleyenler büyülenmeye başlıyor. Tempomuz hep upper-mid düzeyinde ama Gene Hoglan’ın bundan ne kadar etkilendiği, ayrı bir konu! Beşinci şarkı “Shine”, ne yazık ki albümün silik bestelerinden biri. Keyboardlar yine bir Dimmu Borgir şarkısındaki gibi kullanılıyor. Ancak bu defa şarkının black metalle hiçbir alakası yok. Özellikle sonlara doğru tam bir death metal şarkısı olmaya doğru ilerliyor. Tempoyu bir defa daha tavan yaptıran ise “We Ride” oluyor. Albümdeki en hızlı tempo bu şarkıda karşımıza çıkıyor. Devin Townsend brutal, scream ve clean repertuarının tümünü gözler önüne sermekle kalmıyor; bir de gitar solomsu gariplik ekliyor ve şarkıyı albümün zirvelerinden birine taşıyor. “Give it away”‘leri ile ünlü “Possessions”, süper bir keyboard riffine sahip son derece şık bir şarkı. Keşke biraz daha kısa olsaymış!… Ardından gelen “Two Weeks”, Devin Townsend’ın yapmayı çok sevdiği türden bir şaşırtmaca, bir şizofreni örneği. Üzerinde keyboard sample’ları olan tamamen akustik bu şarkı, dinleyiciye “acaba başka bir albüme mi geçtik?” dedirtecek cinsten alakasız ve anti-Strapping Young Lad bir tarzda! Bir sonraki şarkı “Thalamus” da aynı şekilde başlıyor ancak bir anda giren hastalıklı davullar ve Devin’ın büyük bir hazla seslendirdiği “fuck you”lar arasında, neredeyse Terria‘ya ait bir beste halini alıyor. İyice düşen tempoyu bir kez daha bir Strapping Young Lad atmosferine çeken ise sondan bir önceki şarkı “Zen” oluyor. Speed metal günlerine geri döndüren, sağlam bir death-thrash bestesi üzerine, bolca sample’lı, klasik bir Townsend bestesi. Ve son şarkı “Info Dump”… Bir kez daha ambient takılıyoruz. Bir önceki albüm Devlab‘daki kadar absürd veya anlaşılması imkansız olmasa da, yine de ‘true'(!) Strapping Young Lad fanlarının hoş karşılamayacağı türden, bazen yükselip alçalan – ve merakı sürekli canlı tutan – ama kesinlikle ‘metal’ olmayan bir şarkı ile albümü noktalıyoruz.
http://www.youtube.com/watch?v=ak6ZUldfF5Q
Alien, içinde hazmedilmesi zor bazı denemelere yer vermiş olsa da, her türden Devin Townsend hayranını tatmin eden ve beklenilen Strapping Young Lad’i dinleyicisine geri getiren bir albüm oldu. Satış rakamı olarak da, bildiğim kadarıyla, Devin’ın cebini en çok dolduran çalışmaydı. Ancak daha önemli olan, hemen her kesim tarafından beğeni ve elbette şaşkınlık ile karşılanması oldu. Tabi ki, Devin Townsend, işin ne maddi ne de manevi boyutu ile ilgilendiğinden, cebine giren para da, kulağına gelen övgüler de, onu bildiği yoldan ayırmadı. Çünkü, bir sonraki yıl, Devin herkesi bir kez daha şaşırtacak; bir kez daha beklenmeyenle geri dönecekti!