yamalı zamanlar

Slavoj Zizek’in Ahir Zamanlarda Yaşarken isimli kitabı çevre sorunları, kapitalizmin yapısal krizleri, biyo-genetik gelişmeler ve mikro-toplumsal bölünmeler nedeniyle kıyametin yaklaştığını, modern insan için bilinen hayatın sonuna gelindiğini öne sürüyordu [1]. Kitabı okurken, Zizek’in ebedi karamsarlığının bana göre bugüne dek kaleme aldığı en kolay okunur metnin içinde fazla sırıttığını düşünmüş, aslında genel tespitlerine katılmama rağmen, Zizek amcanın “abartılı bir zaman” portresi çizerek popülaritesini katlamak amacı güttüğüne inanmıştım.

Hala da böyle düşünüyorum.

Tıpkı her birimizde var olan “kendini özel hissetme” duygusu gibi, tarihin tüm toplumları da kendilerini bir şekilde “özel” hissetmiş, kendi zamanlarına aşırı değer biçerek, bir kıyamet senaryosu oynatmıştır. Uzaylı istilasından kaçanlar, Mayaların 2012 geyiği, Y2K, İsa Peygamber’in gelişini bekleyen güruh, hatta Fukuyamacı liberaller, bu kadim senaryonun en son örnekleri sayılabilir. Akıbetleri ortada olduğundan, üzerlerine yorum yapmamayı tercih ediyorum.

Zira ben bildiğimiz anlamda zamanın bir sonu olduğuna inanmıyorum. Aksine, içinde bizleri birer ‘ayrıntı’ bırakacak derecede dümdüz ilerleyen ama Marksist de olmayan bir zaman anlayışı bana daha tutarlı geliyor sanki. Marx’ın tahminin aksine zaman bence bir diyalektik içerisinde bütünleşmiyor; kırılıp sonsuz sayıda parçaya ayrılıyor ama bu parçalar da birbirleriyle sürekli bir ilişki içerisinde kalarak antagonist, amorf ve anlam-yüklü-olmayan bir zamanı meydana getiriyor. Kim bilir belki bunu Türkiye’de yaşadığım için, kendi maruz kaldığım zamandan ve mekandan aşırı derecede etkilendiğim için böyle yorumluyorum. Belki de başka bir sebep beni bu sonuna götürüyor. Çözemiyorum.

Ama Allah aşkına söyler misiniz, şu tabloyu görüp de başka bir kanıya varmak nasıl mümkün olabilir? [3] Bu tuhaf olayları yaşayıp nasıl başka bir fikre sahip olabilirim?

Bugün…

… ayakkabı kutularından milyon dolarlar çıkıyor…

… bakan çocukları tutuklanıyor…

… bakan çocuklarını tutuklayan ve sorgulayan polisleri aynı bakanlar görevden alıyor…

… yolsuzluklar yerine yolsuzlukların yeri, zamanı, biçimi konuşuluyor…

… devlet yetkilileri ex-terörist ile resmi görüşme yapıyor…

… ex-terörist Çorum’da yeniden terörist, Diyarbakır’da ise sayın oluyor…

… siyasi yasaklı şarkıcılar devlet protokolüyle şarkı söylüyor…

… cemaatçiler Facebook’ta, Twitter’da ulusalcı yazılar paylaşıyor…

… siyasal İslamcılar “cemaat orduya kumpas kurdu” [2] diye yazılar yayımlıyor…

… ordu mensupları cemaat videolarının altına destekleyici yorumlar yazıyor…

… ana-akım televizyon kanalları Ahmet Kaya’ya methiyeler düzüyor…

… bilindik ‘sağ’cılar bilindik ‘sol’ partilerden aday gösteriliyor…

… hoşgörü, empati, mazlum diyenler beddualarla gündeme geliyor…

… mağdurlar dikleniyor…

… diklenenler mağdur oluyor…

… komünist particiler Atatürk posterleriyle sokaklarda dolaşıyor…

… topuklu kızlar halk devrimine katılıyor…

… çok feyzli bir abi noel babaya yumruk atıyor…

… dünyanın en az gazete okuyan ülkesinde gündem gazeteciler tarafından belirleniyor…

… Zaman Gazetesi’nde Uludere kampanyası başlatılıyor…

… Zizek maaşallah her gün Türkiye’de takılıyor…

… liberaller, onlar zaten hep aynı şeyi yapıyor…

… ve Süleyman Demirel hala yaşıyor.

Sanırım Demirel ile ilgili olanı hariç, beş yıl önce yukarıda yazılanların tümünün tersi geçerliydi. Beş yıl sonra da yine oraya dönmeyeceğimize kimse inandıramaz beni.

Yamalı zamanlar yaşıyoruz fesuphanallah.

Moda gibi siyasetimiz var maşallah.

Hiç başımızdan eksik olmasın inşallah.

 

[1] Slavoj Zizek, Ahir Zamanlarda Yaşarken, (çev.) E. Ünal, 2010/2011, İstanbul: Metis.

[2] Yalçın Akdoğan, “Ellerinde Nur Mu Var, Topuz Mu?”Star, 24 Aralık 2013

[3] Bu sorumun yanıtını sağ olsun Ergin Yıldızoğlu vermiş. Bu posttan bir gün sonra yayımlanan, hem de Ergin Hoca gibi değerli bir bilim insanı tarafından kaleme alınan, bir yazıda benzer argümanları görmek beni oldukça memnun etti açıkçası. Ergin Yıldızoğlu, “Hükümet – Gezi – Devlet”Cumhuriyet, 25 Aralık 2013

Comments Off on yamalı zamanlar

Filed under Genel

Comments are closed.